Yaşam

Teknoloji ve Bilim Deyince Aklımıza Gelen Bazı Kelimelerin Kökenlerinin Nereden Geldiğini Öğrenince “Ne Alaka?” Demeden Kendinizi Alamayacaksınız

Etimolojinin teknoloji ve bilim ayağında bu içeriğimizde aydınlanacağız pek çok başlık var.

Türkçede bilginizi perçinleyeceğiniz örneklerimize geçelim.

“Robot” kelimesinin kökeninin 1900’lere dayandığını söylesek!

“Mekanik insan” olarak tanımlanan “robot” kelimesinin yaratıcısı aslında Josef Çapek. Ünlü çek yazar Karel Çapek’in kardeşi Josef, abisinin yazdığı kitapta mekanik insanları tanımlamak için “robot” kelimesini öne sürüyor. Kitabın tiyatroya geçişi ve İngiltere ve Avrupa’nın başka yerlerinde oyunun oynanması da “robot” kelimesini yaygınlaştırıyor.

Otomat kelimesinin kökeni ise Eski Yunancaya dayanıyor.

“Otomat” yani “automate” kelimesinin bize geliş yeri Fransızca. Fransızcaya ise Eski Yunancadaki “kendi yani autos” ile “düşünce, sistem, irade anlamına gelen matos” sözcüklerinin birleşiminden geçiyor.

Android kelimesinin kökeni ise insana kadar gidiyor.

İngilizce “insana benzer yaratık, insansı” sözcüğünden gelen “Android”, Eski Yunancadaki “adam, insan-andro” ile “şekil, görüntü-eidos” kelimelerinin birleşimi.

Telefon kelimesinin kökenine de bakmadan olmaz.

Teknoloji deyince ilk aklımıza gelen telefon, Fransızcadan Türkçeye geçiyor. Onlara ise Eski Yunancadaki “uzak-telos” ve “ses-phone” kelimelerinin birleşiminden geçiyor. Böylelikle de kelime anlamı aslında “sesi uzağa ileten araç” oluyor.

Motor kökeninde ise “gene” var.

Hint-Avrupa dilinde var olan “gene” kökü, “doğurmak, yaratmak” anlamlarına geliyor. Motor kelimesinin İngilizcesi yani “engine” sözcüğü, “en” ve “gene” sözlerinden oluşuyor.

Jeneratör ve jenerasyon bağlantısından ne çıkar dersiniz?

“Kuşaklar” anlamına gelen “jenerasyon” kelimesi de motordaki gibi “gene” kökünden gelirken aynı durum “jeneratör” kelimesi için de geçerli.

Ötanazi için ise Hint-Avrupa diline uzanıyoruz.

Bu arada tabii ki kelimenin “ötenazi” değil “ötanazi” olduğunun da altını çizelim. Hint-Avrupa dilinden gelen “eu-” sözüyle ötanazinin alakası var. “Ölme hakkı” olarak bildiğimiz ötanazi, yine Hint-Avrupa dilindeki “yok olmak, ölmek” anlamına gelen “dhwene” kelimesinin zamanla “thanatology” yani “ölümün belirtilerini, koşullarını ve nedenlerini inceleyen bilim dalı”na evrilmiş.

“eu-” ve “thanatology” birleşimi ise “euthanasia” oluyor ve dilimize “ötanazi” olarak geçiyor.

Eğitim kökenini birçoğu yanlış biliyor.

Bu kelimenin kökeni her ne kadar “eğmek” fiilinden geldiği düşünülse de işin aslı öyle değil. Orta Türkçedeki “terbiye etmek, besleme, yetiştirmek” anlamına gelen “ikidmek/ikitmek” kökünden “eğitim”e geliyoruz. Hatta daha da eskiye dönecek olursak bu kelimeler de “yeg (en iyi) ve -id (en iyi kılmak) kökünden türüyor.

İlim kelimesi ile aynı kökü almış birçok kelimemiz de var.

Arapça “‘lm” kökünden gelen “bilgi, bilim” kelimemizin asıl kökeni. Bu kelimeler de “bilmek, anlamak” fiilinden türüyor. Temel türeme mantığı “bilme” kelimesi üzerine kurulu kelimeler de var. Alem, âlim, allame, ilam, malum, talim gibi bazı kelimelerin de kökeni ilim ile aynı.

Kaynaklar: Mehmet Emin Katarcı-Kelime Köken, Erhan İdiz-Sözün Başladığı Yer, Kelimelerin Serüveni-Alp Paksoy

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu